-
1 demek
сказа́ть* * *I1) -i говори́ть, сказа́тьben bir şey demedim — я ничего́ не говори́л
ne dedin? — что ты сказа́л?
2) -e называ́тьbuna ne derler? — как э́то называ́ется?
3) ду́мать, полага́тьkaç yaşında dersiniz? — как вы ду́маете, ско́лько ему́ лет?
••- dediği dedik
- dediğim dedik öttürdüğüm düdük
- dediğim dedik çaldığım düdük
- dediğin
- dost dediğin böyle davranır
- dediğinden çıkmak
- dediğinden dışarı çıkmak
- ana babasının dediğinden dışarı çıkan bu duruma düşer
- dediğine gelmek
- dedi mi...
- saat yedi dedi mi uyanırım
- déme!
- déme
- kımıldanayım déme kurşun yersin
- déme gitsin
- öyle sevindim ki déme gitsin
- demediğini bırakmamak
- demediğini komamak
- demeye getirmek
- demeye kalmamak
- işimiz bitiyor demeye kalmadı herkez ayağa kalktı
- der demez
- o buraya geldi der demez yollar kapandı
- deyip geçmemek
- deyip de geçmemek
- nezle deyip geçmeyin ilerlerse kötüdür
- diyelim
- diyelim ki
- ne dedin de...
- sen ne dedin de bu işe karıştın? II 1.ста́ло быть, зна́чит, сле́довательноdemek siz gelmiyeceksiniz? — зна́чит, вы не придёте?
2.demek oluyor ki... — ста́ло быть, выхо́дит, что...
означа́ть, зна́читьbu para onun için servet demektir — э́ти де́ньги для него́ означа́ют це́лое состоя́ние
-
2 demek
I (der)1) говори́ть, сказа́тьdemediğini bırakmadı — и чего́ то́лько он не наговори́л!
2) Д называ́тьbuna ne derler? — как э́то называ́ется
3) ду́мать, предполага́ть5) при прямой речи может переводиться словами: сказа́ть, спра́шивать, отвеча́тьII1.вводн. сл. ста́ло быть, зна́чит, сле́довательноdemek (oluyor) ki — ста́ло быть, выхо́дит, зна́чит
2.означа́ть, зна́читьbu para onun için servet demektir — э́ти де́ньги для него́ означа́ют состоя́ние
См. также в других словарях:
demek ki (veya demek oluyor ki) — şu hâlde, öyle ise Son numara demek oluyor ki bazı insanların resim dehasını körükleyen bir yerdi. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
o hâlde — zf. Demek oluyor ki, öyleyse … Çağatay Osmanlı Sözlük
uyarmak — i 1) Bir kimseye bir davranışta bulunmamasını söylemek, ikaz etmek Mustafa Kemal Paşa gittikten sonra gelen mebuslar beni uyarıyorlardı. F. R. Atay 2) Görevini gereği gibi yapmayan kimseye nasıl davranması gerektiğini hatırlatmak, ihtarda… … Çağatay Osmanlı Sözlük
olmak — nsz, ur 1) Meydana gelmek, varlık kazanmak, vuku bulmak En şiddetli münakaşa, kumpanyanın ismi için oldu. S. F. Abasıyanık 2) Gerçekleşmek veya yapılmak 3) Bir görev, makam, san veya nitelik kazanmak Okumak, eczacı olmak bu sayılı inatlarından… … Çağatay Osmanlı Sözlük
ne — 1. Türk alfabesinin on yedinci harfinin adı, okunuşu 2. zm., yi 1) Hangi şey 2) Her şey Ne görse ister. Kimin nesi varsa. Ne isterse yapar. 3) Birçok şey Neler söylüyor? İnsan aklı neler keşfediyor? 4) sf. Hangi Güzel heykel, ne yandan bakarsan,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
TEKBİR — Allahü ekber demek. Allah ın her hususta en yüksek ve en büyük olduğu ifâde etmek.(Bu sırr ı ittihad ile kâinat içinde bir zerre gibi zayıf, küçük bir mahluk olan şu insan, ubudiyetin azameti cihetiyle Hâlık ı Arz ve Semavat ın mahbub bir abdi ve … Yeni Lügat Türkçe Sözlük